Seheryelinden Esintiler

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Giriş yap

Şifremi unuttum

En son konular

» Zülfü Livaneli 45 Album...
Mübarek soyu EmptyDün 2:39 am tarafından erkahya

» Tufan Altas 23 Full Albüm...
Mübarek soyu EmptyÇarş. Nis. 17, 2024 9:41 pm tarafından can181806

» Prime Сasual Dating - Real Women
Mübarek soyu EmptySalı Nis. 16, 2024 9:01 am tarafından dmc_xx

» Ayse Tunali 18 Full albüm
Mübarek soyu EmptyC.tesi Nis. 06, 2024 6:58 pm tarafından xmetinx

» Türk Sanat Müzigi Klasikleri - Bizim Sarkilarimiz - 4 Box 12 Albüm
Mübarek soyu EmptyC.tesi Nis. 06, 2024 6:42 pm tarafından xmetinx

» Nurcan Opel 32 Full Albüm...
Mübarek soyu EmptyC.tesi Nis. 06, 2024 2:49 pm tarafından leony

» Jet-Li - Cehennem Silahi 4-Lethal.Weapon4.- 1998 DVDRip.TR.Dublaj
Mübarek soyu EmptyÇarş. Mart 27, 2024 8:41 am tarafından ali_01

» Behiye Aksoy 46 Full Album...
Mübarek soyu EmptySalı Mart 26, 2024 10:08 am tarafından leony

» Güler Isik 25 Full albüm....
Mübarek soyu EmptyPaz Mart 24, 2024 2:53 pm tarafından komando

» Zeki Müren - 68 Full albüm - Bölüm 1...
Mübarek soyu EmptyCuma Mart 22, 2024 8:11 am tarafından xmetinx

» Abdülkadir Şehitoğlu - 9 Full albüm - Enstrümantal
Mübarek soyu EmptyPerş. Mart 21, 2024 11:21 am tarafından xmetinx

» Cengiz Ozkan 8 Full Album - Kalan Muzik Arsivi
Mübarek soyu EmptySalı Mart 19, 2024 11:09 am tarafından rakasan

» Asik Sefai 8 Full albüm...
Mübarek soyu EmptyPaz Mart 17, 2024 11:17 pm tarafından tarihci36

» Gülcihan Koç 22 Full albüm...
Mübarek soyu EmptyC.tesi Mart 09, 2024 3:34 pm tarafından rakasan

» Trt Türk Yediveren müzik serisi 32 Bölüm -Tsm - Türkü , Özgün , Arabes
Mübarek soyu EmptyC.tesi Mart 09, 2024 11:00 am tarafından matkap98

» Supreme Сasual Dating - Authentic Damsels
Mübarek soyu EmptyÇarş. Mart 06, 2024 11:32 pm tarafından JUDAG

» Müzeyyen Senar - 84 Full albüm...
Mübarek soyu EmptyÇarş. Mart 06, 2024 10:16 pm tarafından Sniper001

» Supreme Сasual Dating - Real Women
Mübarek soyu EmptyPtsi Mart 04, 2024 10:04 pm tarafından Yuxell_09

» Havin - Mazide Biraktim 2012 - Türkü & THM
Mübarek soyu EmptyPtsi Mart 04, 2024 6:21 pm tarafından rakasan

» Nida Ates - Ömür Bahçesi - Kalan Muzik Arsivi-2003
Mübarek soyu EmptyPtsi Mart 04, 2024 6:19 pm tarafından rakasan

En iyi yollayıcılar

Seheryeli (6419)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
zeki39 (2431)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
Gök-Oguz (804)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
mihrimah (592)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
Admin (520)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
BESDE (500)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
Aybike (417)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
Yolcu (376)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
mesutca1 (78)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
Egemen (51)
Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10Mübarek soyu Ikon10 
Seheryelinden Esintiler's Videos auf Dailymotion Mübarek soyu UuBZYL

    Mübarek soyu

    zeki39
    zeki39
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 2431
    Reb gücü : 6256
    Rep poani : 41
    Kayıt tarihi : 13/06/12

    Mübarek soyu Empty Mübarek soyu

    Mesaj tarafından zeki39 C.tesi Mart 29, 2014 12:11 am

    Mübarek soyu

    Muhammed aleyhisselâmın nûru, Âdem aleyhisselâmdan itibâren temiz babalardan ve temiz analardan geçerek gelmiştir. Kur’ân-ı kerîmde Şu’ârâ sûresi 219. âyetinde meâlen; “Sen, yâni senin nûrun, hep secde edenlerden dolaştırılıp, sana ulaşmıştır.” buyrulmaktadır. Nitekim Peygamber efendimiz hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücûda getirdi. Sonra, bu kısımlarından en iyisini (Arabistan’da) seçti. Beni bunlardan vücûda getirdi. Sonra evlerden, âilelerden en iyisini seçip, beni bunlardan meydana getirdi. O hâlde, benim rûhum ve cesedim mahlûkların en iyisidir. Benim silsilem, ecdâdım en iyi insanlardır.” buyurmuşlardır.

    Yaratılan ilk insan olan Âdem aleyhisselâm, Muhammed aleyhisselâmın zerresini taşıdığı için alnında O’nun nûru parlıyordu. Bu zerre hazret-i Havvâ’ya, ondan Şît aleyhisselâma ve böylece, temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti. Muhammed aleyhisselâmın nûru da, zerre ile birlikte alınlardan alınlara geçti. Melekler ne zaman Âdem aleyhisselâmın yüzüne baksalar, alnında Muhammed aleyhisselâmın nûrunu görürler ve ona salevât okurlardı. Yâni; “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed.” derlerdi. Âdem aleyhisselâm vefât edeceği zaman oğlu Şît aleyhisselâma dedi ki: “Yavrum! Bu alnında parlayan nûr, son peygamber Muhammed aleyhisselâmın nûrudur. Bu nûru, mü’min, temiz ve afif hanımlara teslim et ve oğluna da böyle vasiyet et! Muhammed aleyhisselâma gelinceye kadar, bütün babalar, oğullarına böyle vasiyet etti. Hepsi bu vasiyeti yerine getirip, en asîl, en kibâr kız ile evlendi. Nûr, temiz alınlardan, temiz kadınlardan geçerek sâhibine ulaştı. Resûlullah’ın sallallahü aleyhi ve sellem dedelerinden birinin iki oğlu olsa, yahut bir kabîle iki kola ayrılsa Muhammed aleyhisselâmın soyu, en şerefli ve hayırlı olan tarafta bulunurdu. Her asırda onun dedesi olan zât, yüzündeki nûrdan belli olurdu. O’nun nûrunu taşıyan seçilmiş bir soy vardı ki, her asırda bu soydan olan zâtın yüzü pek güzel ve nûrlu olurdu. Bu nûr ile kardeşleri arasında belli olur, içinde bulunduğu kabîle başka kabîlelerden daha üstün, daha şerefli olurdu. Âdem aleyhisselâmdan beri evlâttan evlâda geçerek gelen bu nûr İbrâhim’e ondan da oğlu İsmâil’e aleyhimüsselâm geçmiştir. Onun da alnında sabâh yıldızı gibi parlayan nûr, evlâdlarından Adnan’a, ondan Me’ad ondan Nizâr’a intikal etmiştir. Nizâr doğunca babası Me’ad, oğlunun alnındaki nûru görüp sevinmiş, büyük ziyâfet vermiştir. “Böyle oğul için, bu kadar ziyâfet az bir şey.” dediği için de oğlunun adı Nizâr (az bir şey) kalmıştır. Bundan sonra da nûr sıra ile intikal ederek asıl sâhibi olan sevgili Peygamberimize ulaşmıştır.

    Sevgili Peygamberimiz; “Ben, Abdullah, Abdülmuttalib, Hâşim, Abdü Menaf, Kuseyy, Kilâb, Mürre, Ka’b, Lüveyy, Gâlib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Huzeyme, Mudrike, İlyâs, Mudar, Nizâr, Me’ad, Adnân oğlu Muhammed’im. Mensup olduğum topluluk, ne zaman ikiye ayrılmış ise, Allah beni muhakkak onların en hayırlı olan tarafında bulundurmuştur. Ben, câhiliyyet ahlâksızlıklarından hiçbir şey bulaşmaksızın, ana ve babamdan meydana geldim. Ben, Âdem’den babama ve anneme gelinceye kadar, hep nikâhlı anne babadan geldim. Ben ana ve baba îtibâriyle en hayırlınızım.” Başka bir hadîs-i şerîfte de; “Allahü teâlâ, İbrâhim oğullarından İsmâil’i seçti. İsmâil oğullarından Kinâne oğullarını seçti. Kinâne oğullarından Kureyş’i seçti. Kureyş’ten Hâşim oğullarını seçti. Hâşim oğullarından Abdülmuttalib oğullarını seçti. Abdülmuttalib oğullarından da beni seçti.” buyurdu.

    Peygamberimiz Kureyş kabîlesinin Hâşim oğulları kolundandır. Babası Abdullah’dır. Abdullah’ın babası Abdülmuttalib, annesi de Fâtımâ binti Amr’dır. Dedesi Abdülmuttalib, Mekke’nin hâkimi ve Arapların şeref îtibâriyle en üstün kabilesi olan Kureyş kabîlesine mensuptu. Abdülmuttalib’in alnında Muhammed aleyhisselâmın nûru parladığından Kureyş kavmi onunla bereketlenirdi. Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib, oğulları arasında en çok Abdullah’ı severdi. Çünkü onun alnında Muhammed aleyhisselâmın nûru parlıyordu. Abdullah’ın güzelliği Mısır’a kadar şöhret bulmuştu. Alnındaki nûr yüzünden iki yüze yakın kız, onunla evlenmek arzusu ile Mekke’ye gelmişti. Abdülmuttalib ise, O’nu her yönüyle O’na denk olan bir kız ile evlendirmek istiyordu. Bunun için Benî Zühre kabîlesinin büyüğü Vehb bin Abd-i Menâf’ın kızı Âmine’yi oğlu Abdullah’a istedi. Vehb’in kızı Âmine; güzellik, ahlâk ve neseb îtibâriyle Kureyş kızlarının en üstünü idi. Ayrıca soy bakımından Abdullah ile birkaç batın yukarıda birleşmekte idi. Abdülmuttalib, Vehb’in kızını oğlu Abdullah’a isteyince Vehb şöyle dedi: “Ey amcam oğlu, biz bu teklifi sizden önce aldık. Âmine’nin annesi bir rüyâ gördü. Anlattığına göre evimize bir nûr girmiş, aydınlığı yeri ve gökleri tutmuş. Ben de bu gece rüyâmda dedemiz İbrahim’i gördüm. Bana; “Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah’la kızın Âmine’nin nikâhlarını ben kıydım. Onu sen de kabûl et.” dedi. Bugün sabahtan beri bu rüyânın tesiri altındayım. Acaba ne zaman gelecekler, diye merak ediyordum.” Bu sözleri duyan Abdülmuttalib sevincinden“Allahü Ekber! Allahü Ekber!” diyerek tekbir getirdi. Nihâyet oğlu Abdullah’ı Vehb’in kızı Âmine ile evlendirdi. Bu konuda başka rivâyetler de vardır.

    Abdullah, Âmine ile evlenince alnında parlayan nûr, hanımına intikal etti. Abdullah’ın evlendiği geceye Türkiye’de ve birçok İslâm memleketlerinde bir asırdan beri Regâib kandili ismi verilmekte ise de bu yanlıştır. Regâib gecesi, Receb ayının ilk cumâ gecesidir. Muhammed aleyhisselâmın nûru ise hazret-i Âmine’ye Cemâzilahir ayında intikal etmiştir. Câhiliyye devrinde Arapların harbi haram saydıkları aylarda harp etmek istedikleri zaman ayların ismini ve sırasını değiştirmeleri yâni Cemâzilahir ayına o sene Recep demeleri sebebiyle halk içinde bu yanlışlık yayılmıştır. Gerçekte bunun dînen ve ilmen bir kıymeti yoktur. O halde Nübüvvet yâni peygamberlik nûrunun Âmine vâlidemize intikali, şimdiki Cemâzilahir ayındadır, Regâib gecesinde değildir. Âmine’nin Muhammed aleyhisselâma hâmile olduğu sırada Kureyş kabilesinde büyük bir darlık, kıtlık ve pahalılık olmuştu. Kureyş çok sıkıntı içinde idi. Muhammed aleyhisselâmın ana rahmine düşmesiyle birlikte, O’nun hürmetine Allahü teâlâ Kureyş kabîlesinin bağ ve bahçelerine, mahsûllerine öyle bereket verdi ki, hepsi zengin oldular. Araplar o seneye “Senet-ül feth ve’l ibtihac” yâni sevinç ve bolluk yılı dediler. Âmine Hâtun Sevgili Peygamberimize hâmile iken kocası Abdullah ticâret için Şam’a gitmişti. Dönüşünde hastalanıp Medîne’ye geldiği sırada dayılarının yanında vefât etti. Bu haber Mekke’de duyulunca çok büyük bir üzüntüye sebep oldu. Eshâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Abbas radıyallahü anh şöyle bildirmiştir: “Peygamberimizin babası Abdullah, oğlu doğmadan önce vefât edince melekler; “Ey Rabbimiz, Resûlün yetim kaldı.” dediler. Allahü teâlâ da; “O’nun koruyucusu ve yardımcısı benim.” buyurdu.”

    Âmine Hâtun şöyle anlatmıştır: “Ben altı aylık hâmile iken, bir gece rüyâmda karşıma bir zât çıkıp dedi ki: “Ey Âmine, bilmiş ol ki, sen âlemlerin en hayırlısı olan kimseye hâmile oldun. Doğurunca ismini Muhammed koy ve hâlini hiç kimseye açmayıp, gizli tut!” Başka bir rivâyette de; “İsmini Ahmed koy.” şeklinde bildirilmiştir.

    Muhammed aleyhisselâmın doğmasına iki ay kadar zaman varken Fil vak’ası meydana geldi. İnsanların her taraftan akın akın gelip Kâbe’yi ziyâret etmesine engel olmak isteyen Yemen vâlisi Ebrehe, Bizans İmparatorunun da yardımıylaSan’a’da büyük bir kilise yaptırdı ve insanların burayı ziyâret etmelerini istedi. Araplar ise eskiden beri Kâbe’yi ziyâret etmekte olup, Ebrehe’nin yaptırdığı kiliseye hiç îtibar etmediler. Hattâ hakâret gözüyle baktılar. İçlerinden biri kiliseyi kirletti. Bu hâdiseye kızan Ebrehe, Kâbe’yi yıkmaya karar verdi ve bu maksatla bir ordu hazırlayıp Mekke üzerine yürüdü. Ebrehe’nin ordusunda önde yürütülen, zaferin kazanılmasında en büyük payı alacağı tahmin edilen Mahmud adında bir fil vardı. Ebrehe Kâbe’ye saldırmaya başlayınca bu fil yere çöktü ve Kâbe yönünde yürümedi. Yönü Yemen’e çevrilince koşarak geri dönüyordu. Böylece Mekke’ye yaklaşıp hücum etmek istediği halde hücum edemeyen Ebrehe ve ordusu üzerine Allahü teâlâ ebâbil (dağ kırlangıcı) denilen kuşlardan bir sürü gönderdi. Ebâbil kuşlarının herbiri, biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak üzere, nohut veya mercimek büyüklüğünde üçer taş taşıyorlardı. Bu taşları Ebrehe’nin ordusu üzerine bıraktılar. Taş isâbet eden her asker, ânında yere düşüp öldü. Ebrehe kaçmak istedi. Taşlardan ona da isâbet edip, kaçtıkça etleri parça parça dökülerek öldü. Bu husus Kur’ân-ı kerîm’de Fil sûresinde bildirilmektedir. Böylece Kureyş kabîlesi doğmak üzere olan Muhammed aleyhisselâmın hürmetine büyük bir düşmanın şerrinden kurtuldu. Muhammed aleyhisselâmın geleceği Âdem aleyhisselâmdan îtibâren her peygambere ve ümmetlerine müjdelene gelmiş, doğması yaklaşınca da birçok haber ve müjdeler verilip alâmetler ortaya çıkmış, çeşitli hadiseler meydana gelmiştir.

      Forum Saati Cuma Nis. 19, 2024 3:05 pm